KEMAL PİR’İN ÖNERİSİ
19 Şubat 1979’da yaralanıp, Adana Sıkıyönetim Askeri cezaevine düştüğümüzde Hayrı Durmuş ile Kemal Pir’de Adana Askeri cezaevindeydi, onlarla aynın koğuşta kaldım.
Hayrı sessiz bir arkadaştı Kemal Pir ise muhabbet etmeyi, konuşmayı severdi, onunla uzun uzun sohbet etmiştim.
Hiç bir zaman kendimi önemli adamlar sınıfında görmediğim için anılarımı yazmayı düşünmedim ama tanıdığım dostlarımla yaşadığımızın, tanıklığını yapmak babında yaşanılanı yazmayı düşünüyorum.
Kemal Pir, kendilerinin parti cephe geleneğine sempati duyan bir gelenekten geldiklerini, ayrı örgütlenmeyi savundukları için, böyle bir örgütlenmeye başladıklarını, Ankara Yüksek Öğrenim Gençlik Derneği içinde faaliyet yürüttüklerini, kendinin bir çok şeyi Nasuh Mitaptan öğrendiğimi söylerdi, bu muhabbetlerimizde bana da söylemişti.
Adana askeri Cezaevi’nden götürüleceklerini hissettiğinde bana vasiyet şeklinde şunları söylemişti.
Ali Rıza bizi buradan götürecekler. Burada kalan arkadaşlarımız çok yetkin olup siyasi kesime önderlik yapacak durumda değiller ama son derece kararlı arkadaşlardır. Senden isteğim biz gidince burada bir boşluk olmasın, burada siyasi arkadaşların hepsini kapsayacak, Sendıka örgütlenmesi gibi siyasî koğuşu yönetecek, temsil edecek bir komite kurun. Bunu mahkum sendikası gibi düşünün. Nasıl sendikaya, o fabrikada işçi olarak çalışan her işçi üye olabiliyorsa, cezaevine siyasî suçtan gelen her arkadaşta bu komiteye katılsın, devletin solcu görüp cezaevine attıklarının hepsini, bir işçi sendikası gibi siyasi koğuşu yönetecek komiteye herkesi alın.
Sen böyle bir örgütlenmenin oluşumuna öncülük edersen, arkadaşlara tembih ettim seni destekleyecekler, kendini asla yalnız hissetme; arkadaşlarım sen öl dersen ölecekler, öldür dersen öldürecekler bu konuda kendini yalnız hissetme senden bunu istiyorum demişti.
Kemal Pir Adana sıkıyönetim komutanlığının Köprü köyündeki Askeri Ceza evinden gidince böyle bir komite kurduk; buna öncülük ettim dersem kendimi övdüğümü sanmayın ben bir vasiyeti-tembihi yerine getirmiştim.
Adana Askeri ceza evindeki siyasî arkadaşları, cezaevi idaresi karşısında temsil edip siyasi koğuşu yönetecek üç kişilik bu komitede benden başka Dev-Yol davasından yatan Yusuf Cin ile PKK davasından yatan şimdi adını anımsayamadığım bir arkadaş daha vardı; cezaevi İdaresine görüşmelerde vs sözcülüğü ben yapıyordum.
Adana Sıkı yönetim komutanlığının Köprü köyündeki mahkum sendikası anlayışıyla oluşturduğumuz bu komite önemli işler yapmıştır, ben bu dönemde çok şey öğrendim. Bu sürecin başlamasına yol açan, bu düşünceyi veren Kemal Pir’di. Onu her anışımda bu mazi aklıma gelir
Onları, ( Kemal Pir, Hayrı Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz’ı) Saygıyla özlemle anıyorum.
15 Temmuz 2014 kaymak köyü
Değerli dostlar,
Bu günün solcularının, sosyalistlerinin Kemal Pir’in “mahkumlar sendikası” önerisinin o gün, ne anlama geldiğini anlaması için şu kısa bilgiyi vermeliyim.
O dönem sosyalist kesin iki düşman kampa ayrılmıştı:
Bir gurup sosyalist, SSCB’nin emperyalist bir ülke olduğunu iddia ederek, SSCB’ne, “Sosyal Emperyalist” diyorlardı, Sovyetler Birliğini sosyalist gören Türkiye’deki diğer sosyalistlere de “Sosyal Faşist” diyorlardı, sonuç olarak ta onlar ile aynı koğuşta bile kalmak istemiyorlardı. İçeride dışarıda birbirini düşman gören bu iki gurup solcu birbirleriyle savaşıyordu.
Sosyalistler içinde SSCB’ye sosyalist diyen guruplarsa, SSCB’ye, “Sosyal Emperyalist” diyen guruplara “Mao’cu Bozkurt” diyerek onları faşist olarak görüyor, onlarla cezaevlerinin koğuşları da dahil hiçbir ortak alanda bulunmak istemiyorlardı.
Kemal Pir’in “mahkum sendikası önerisi” işte bu ortamda solun birliğini sağlayan çok önemli bir öneriydi, bunlar bilinmezse bu önerinin önemi anlaşılamaz diye düşündüm.
Aşk ile
Ali Rıza AYDIN